Dilin Toplum Hayatındaki Yeri ve Önemi
|Dilin Toplum Hayatındaki Yeri ve Önemi Hakkında Kısa Bilgi
DİLİN İNSAN VE TOPLUM HAYATINDAKİ YERİ VE ÖNEMİ
Dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araç, kendisine özgü kanunları olan ve ancak bu kanunlar çerçevesinde gelişen canlı bir varlık, temeli bilinmeyen zamanlarda atılmış bir gizli antlaşmalar sistemi, seslerden örülmüş sosyal bir kurumdur. Dilin en küçük birimi seslerdir. Seslerin oluşumunu ve özelliklerini inceleyen bilim dalına fonetik denir.
Dilin Özellikleri
Doğal bir araç: Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi dil, insanlar arasında anlaşmayı sağlayan doğal bir araçtır. İnsanlar, isteklerini, duygu ve düşüncelerini birbirlerine dil ile aktarırlar.
Canlı bir varlık: Dilin kendine özgü bazı kuralları vardır. Dilin tarihi süreçte, kendi içinde gelişen ve değişen bir yapısı vardır. O kendi kurallarını kendisi koyan canlı bir varlık gibidir.
Gizli antlaşmalar sistemi: Dil bir gizli antlaşmalar sistemidir. Canlı ve cansız varlıkları, kavramları, hareketleri karşılayan kelimeler üzerinde, kelimelerin birbirleriyle ilişkileri ve kelime sırası üzerinde âdeta toplumun bütün bireyleri gizli bir anlaşma yapmış gibidir.
Sosyal ve millî kurum: Dil sosyal bir kurumdur. Bireylerin üstünde, bütün bir toplumun malı olan ve bütün bir toplumu içine alan güçlü bir kurumdur. Toplumun en büyük dayanağı dildir. Bir toplumu ayakta tutan, bir milleti millet yapan değerlerin başında dil gelir.
Bütün bu özellikleriyle dil, insan ve toplum yaşamında çok özel bir yere sahiptir. Canlılar içinde konuşan yani dil aracılığıyla anlaşan tek tür insandır. İnsanlar, dil sayesinde, düşüncelerini ortaya koymakta ve tarih boyunca sürekli bir ilerleme içinde bulunmaktadır. Oysa diğer canlılar örneğin kuşlar yüzyıllar öncesinde olduğu gibi yaşamını sürdürmektedir. Bu bakımdan dil, gelişmenin temelidir. Aynı topraklar üzerinde yaşayan, aralarında dil, tarih, duygu, ülkü, gelenek ve görenek birliği olan insan topluluğuna millet denir. Bu tanımdan da anlaşılacağı gibi dil, milleti millet yapan değerlerden biridir. Millet duygu ve düşüncelerini, ortak ülkülerini, kültürünü dil ile yaşatır. Dil, bir milletin yok olup gitmesini engelleyen önemli bir varlıktır.
Diller, tarihî süreç içinde ana kaynağa göre kimi değişimler gösterir. Bu değişimler, şive, lehçe, ağız gibi isimlerle ifade edilir.
⦁ Lehçe: Bir dilin tarihsel, bölgesel, siyasal sebeplerden dolayı ses, yapı ve söz dizimi özellikleriyle ayrılan koluna lehçe denir. Çuvaşça, Yakutça gibi.
⦁ Şive: Bir dilin bilinen tarihi seyri içinde kendinden ayrılmış olup bazı farklılıklar gösteren kollarına şive denir. Kırgızca, Kazakça ve Azerice gibi.
⦁ Ağız: Aynı dil içinde ses, şekil, söz dizimi ve anlamca farklılıklar gösterebilen, belli yerleşim bölgelerine veya sınıflara özgü olan konuşma diline ağız denir. Karadeniz ağzı, Urfa ağzı, Ege ağzı gibi.
Dil, konuşmada ve yazıda kullanılışına göre konuşma dili ve yazı dili diye ikiye ayrılır.
⦁ Konuşma dili: Kelime hazinesi yazı diline göre sınırlı olan ve günlük yaşamda kullanılan doğal dile “konuşma dili” denir.
⦁ Yazı dili: Bir ülkede resmi dil olarak kabul edilen ve her alanda aynı kurallarla kullanılan dile ise “yazı dili” denir.
Dilin Kullanımındaki Farklılıklar
Diller kullanım amacına göre farklı nitelikler gösterir. Bir dilin gündelik yaşamdaki kullanımıyla edebî eserlerdeki, bilimsel eserlerdeki kullanımı farklıdır.
Bilimsel metinler: Bilimsel metinlerde nesnel, anlaşılır, açıklayıcı bir dil kullanılır. Bilimsel metinlerde dil, kesin olanı ifade edecek biçimde kullanılır. Duygusallık anlatıma mümkün olduğunca katılmaz.
Felsefi metinler: Felsefi metinlerde kavramsal bir dil kullanılır. Bu metinlerde düşünceyi ifade eden kavramlar öne çıkar. Kelimelerin daha çok, terim anlamlarından yararlanılır.
Günlük konuşma: Günlük konuşmada, ihtiyaçları gidermeye dönük bir dil kullanılır. Günlük konuşmada kullanılan dil doğal bir dildir. İstekler, duygu ve düşünceler doğal bir biçimde dile getirilir. Felsefi terimlere, bilimsel bir üsluba gereksinim yoktur günlük konuşma dilinde.